İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde konuşan ekolojik aktivist Prof. Dr. Vandana Shiva, sağlıklı olabilmek için öncelikle ekosistemin sağlıklı olması gerektiğini belirterek, “Devletler ekolojik teşvikler vermeli. Gerçek servet toprağın refahı, gelecekteki kuşakların refahı. Toprak, tabiat, hayat. Gelecekteki jenerasyonların hürriyet ve özgürlüğün tanımı” dedi.
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin dördüncü gününde araştırmacı, muharrir ve ekolojik aktivist Prof. Dr. Vandana Shiva “Doğa Ana ve İnsanlığın Geleceği” başlıklı bir konuşma yaptı.  Sarsıntıda hayatını kaybeden beşerler için rahmet dileyen Prof. Dr. Shiva, “Küçük çocuklara yardım ettiğiniz ve bunu Atatürk devrinden beri devam ettirdiğiniz için teşekkürler. Tabiatın ve etrafın korunması zihnin eseri olmalı. Dünyayı nasıl algıladığımızla alakalı. Ben Himalaya ormanlarında büyüdüm ve oradaki ağaçların kimileri buradaki meşelere benziyordu. Aylarca ormanda yaşadım lakin orman olmayan yerlerde yaşamak çok güç. Yer altındaki ve yer üzerindeki saklı pahalarla ilgili doktoramı yaptım. Sizin tarihinizde de cumhuriyetin kurulduğu birinci yıllar bağımsızlık mücadelesiy le ilgiliydi. Umutları nasıl tekrar kazanacağız? Umudunu tekrar içinde tut ve büyüt” biçiminde konuştu.

Ekoloji sürdürülebilir olmazsa iktisat de kaybolacak
Doğaya dokunulmaması gerektiğinin altını değerle çizen Shiva, “Ormanların katledilmesi ve kesilmesi etrafta erozyona sebep oluyor. Bizi ayakta tutan şey tabiat. Bizler ayaktayız zira tabiat ayakta. Türkiye’de tabiat ana deniliyor, tabiat ana deniliyor. Kültürlerimizin tamamında aslında tabiat yaşıyor ve bunu anne olarak görüyoruz. Bizi sarıp sarmalıyor. Tabiatın sunduğu nimetlerden insan eliyle eserler çıkıyor. Bütün bu hayat ve iktisat tabiatta başlıyor. İktisat yeniden ekolojiye dayalı. Ekoloji sürdürülebilir olmazsa iktisat de kaybolacak” dedi.

Doğa göz önüne alınmıyor
Aristotales’in ekonomiyi bir ömür sanatı olarak söz ettiğini belirten Shiva,  “Yatırım aslında para yaratma alanı olarak görülmüştü. Aslında yatırım geleceğimizi daha düzgün hale getirmektir. Günümüzde biz bu istikrarın dışına çıktık. Klâsik bir tarlayı kimileri nahoş olarak görebilir. Aslında dağları bir kanun olarak görüyoruz. Tarlada bir iş yapmak ya da eser üretmek dünyayı güzelleştirme sanatı. Aslında dünya yaşamaya devam ediyor. Bizim hedefimiz bunun bir kesimi olmak ve sürdürülebilir olmasını sağlamak. Tabiat göz önüne alınmıyor. İklim değişikliği de ekolojik gerilemeden başlıyor. Dünya yaşayan bir sistem. Dünya aslında kendi şiirini yazıyor. Dünya bir bütün ve dışarıdan bir müdahale olmaması gerek” diye konuştu.

Toprak katlediliyor
Sağlıklı bir ülkede yaşamak için dikkat edilmesi gerekenlere işaret eden Prof. Dr. Vandana Shiva, “Yaşayan sistemler bize yediğimiz nimetleri sunuyor. Kendi kaynaklarınızı kullanamadığınız vakit esaret başlar. Klasik tarım içerisinde gerçek çiftçiliğin yapılmasına gereksinim var. Kimyasalların kullanıldığı sistemlerle hayat devam edemez” dedi.

Devletin verdiği teşvikler ekolojik olmalı
Organik hususlar artırıldığında beslenmenin ve randımanın de arttığına dikkat çeken Shiva, “Besin azalımı çinko, magnezyum eksikliğine sebebiyet veriyor. Bizim  dekar başına yanlışsız beslenmeyi ölçmemiz gerek. Atatürk üretime ‘zihniyetin ürünüdür’ demiştir. Gerecin bedeline ve değişimine bakacaksınız. Yalnızca elde ettiğiniz esere bakmayacaksınız. Ekolojiyi bir halde teşvik etmeliyiz. Devletlerin verdiği teşvikler ekolojik olmalı. Çiftçiler bizim öğretmenimiz olacak. Anneler bizim öğretmenimiz olacak. Tek bir gezegen ve tek bir insanlık var. Beşerler olarak gezegende belirlenen hudutlarda yaşayacağız. Ekosisteme yeterli bakmalıyız. Ekosistem sağlıklı olursa biz de sağlıklı oluruz” tabirlerini kullandı.

Doğanın gerçek manasını anlayacaklar
Biyoçeşitlilik ve ekosistemle ilgili araştırmaların yapıldığını tabir eden Prof. Dr. Shiva, “Toplumların sıhhati biyoçeşitlilikle sağlanabilir. Kimi cinsler yok olup gitti ve kimi cinsler tehdit altında. Beşerler da tehdit altında. Besin bizim dünyamız ile alakamızı sağlayacak akış. Bizim refahımız toprağın refahı, gelecekteki kuşakların refahı. Temel ölçüt budur. Toprak, tabiat, hayat. Gelecekteki kuşakların de hürriyeti ve bölünemez özgürlüğün tarifi bu” biçiminde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı