Alarko Carrier’in, Taş Kağıt Makas Atölyesi iş birliği ile hayata geçirdiği projesi “Doğaya Düzgün Bak, Geleceğe Gülümse” projesi kapsamında düzenlenen webinar serisinin bu haftaki konuğu Nil Karaibrahimgil oldu. Yuvam Dünya Kurucu Üyesi Nil Karaibrahimgil, anksiyetenin artık hayatın her alanında olduğunu belirterek “Gelecekte elmanın olmama ihtimalini duyduğumda çok üzülmüş ve Uyan Anne müziğini yazmıştım” dedi.
68 yıldır iklimlendirme bölümünde öncü pozisyonda yer alan Alarko Carrier’ın, iklim şartlarında meydana gelen olumsuz değişimler ile başa çıkma yollarını anlatmak ve çocukları çok etkileyen eko-anksiyetenin tesirlerinin azaltılmasına dayanak olmak emeliyle Taş Kâğıt Makas Atölyesi iş birliği ile başlattığı toplumsal sorumluluk projesi “Doğaya Düzgün Bak, Geleceğe Gülümse” webinar serisi devam ediyor. Serinin bu haftaki konuğu ise Yuvam Dünya Kurucu Üyesi Nil Karaibrahimgil oldu. Oyuncu, sunucu, teşebbüsçü ve Taş Kağıt Makas Atölyesi’nin Kurucu Ortağı Ceyda Düvenci moderatörlüğünde düzenlenen aktiflikte, iklim değişikliği, iklim krizi ile ilgili ferdi olarak neler yapılabileceği ve bu durumun çocuklara nasıl anlatılabileceği konuşuldu.
“Aziz Arif’e mantarların canlı olduğunu anlattığımda inanılmaz heyecanlandı”
“Biz hayatımıza sokmasak da iklim krizi daima hayatımızda” diyen Nil Karaibrahimgil, “Biz beşerler kendi mikro isteklerimize nazaran yaşamaya o kadar odaklanıyoruz ki, makro sorunu görmekten çok uzağız. Önümüzdeki 50 yıl hiç gelmeyecek ve çok uzakmış üzere yaşıyoruz lakin yanı başımızda ve vakit çok süratli. Önümüzde duran makro sorunu anlayabilmek için olaya farklı açılardan bakmamız gerekiyor. Fakat bu bakış açısıyla tabiat hassas çocuklar yetiştirebiliriz. Çocuklar tabiata ne kadar hassassa ve doğayı ne kadar seviyorsa iklim krizi ile ilgili de o kadar fazla şey yapmaya çalışacaktır. Bugün ormanda Aziz Arif ile yürürken bana yerde gördüğü mantarların canlı olup olmadığını sordu. Bitkilerin, mantar ağları sayesinde başka bitkiler ile besin ve bilgi paylaşımında bulunduklarını; ya da hoşlanmadıkları bitkilere ziyan vermek için zehirli kimyasallar bile yayabildiklerini anlattığımda inanılmaz şaşırdı ve heyecanlandı. Bu stil bilgiler bile çocukların tabiata olan hayranlık ve sevgisini besleyecektir. Çocuklara iklim krizini anlatırken tabiata en âlâ nasıl geleceğimizi anlatmak neler yapabileceğimizden bahsetmek ve şimdi hiçbir şey için geç olmadığını lisana getirmenin daha uygun olacağını düşünüyorum” formunda konuştu.
“Kendi yetiştirdiğimiz yiyeceklerle beslenmek fevkalade bir duygu”
“Kendi yetiştirdiğimiz domatesin, biberin, sarımsağın tadı o kadar farklı ki anlatamam” diyen Nil Karaibrahimgil ebeveynlere şu bilgileri aktardı: “Bir karış topraktan çıkan yiyeceklerin rahmetine, küçücük bir tohumdan yalnızca birkaç haftada bu kadar çok çıkmasına şahit olmak inanılmaz bir seyahat. Yetiştirdiğin şeylerin seni doyurmasının yanında etrafına da dağılabileceğin kadar çok olması tabiata hayran bıraktırıyor. Buna şahit olduğunda yemekle olan ait de değişiyor. Bunu çocuğuma da göstermeliyim diyorsun, daha çok anlatmak istiyorsun. Tüm bunlar insanı hem tabiata hem de öteki insanlara öbür formda bakmanı sağlıyor” dedi.
“Matematiğin çocuklara bir ağaç ile anlatılabileceğini gördüm”
Şehirden tabiata taşınınca insanların nasıl bir koşturma içinde kaybolduğunu daha düzgün anladığını tabir eden Nil Karaibrahimgil, “Pandemi periyodunda tabiata daha yakın bir hayat kurduk. Kendi güneş gücümüzü üretiyoruz, kendi yetiştirdiğimiz yiyecekler ile besleniyor, bahçemizdeki hayvanlarla vakit geçiyoruz. Burada çocukların ormanda ne kadar keyifli olduklarına şahit oldum. Waldorf Pedagojisi’nden esinlenerek hayata geçirdiğimiz oyun kümesi ‘Her Çocuk Bir Evren’ projesinde, çocuklara matematiğin bir ağaç ile anlatılabileceğini gördüm. İklim krizini çocuklara anlatırken korkmak kaçmak değil, tabiat ile bağ kurarak onu severek bu durumdan çıkabileceğimize vurgu yapmanın değerine inanıyorum. Bu nedenle hem bizim hem çocuklarınızın tabiat ile nefes alıp vermesini sağlayarak, inanırsak her şeyin düzgüne evrilebileceğiniz anlatarak ve sıklıkla tabiat ile buluşarak doğayı seven çocuklar yetiştirebiliriz” biçiminde konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
