Soğuyan hava, yağmur ve kar yağışı nedeniyle hareket yoğunluğumuz her geçen gün azalıyor. Çoğumuz kış aylarında toplumsal aktivitelerimizi kısıtlıyor, konutlarımızda kalmayı tercih ediyoruz. Lakin hareketsiz hayat ve beraberinde getirdiği fazla kilolar pek çok hastalığı tetikleyebiliyor; mesela bacaklarda gelişen ‘varisler’ gibi! Çünkü hareketsiz kaldığımızda bozulan damar yapısı nedeniyle kapakçıklar fonksiyonlarını yerine getiremiyor. Bunun sonucunda oluşan basınç damarların genişlemesine ve vakitle varis oluşumuna yol açıyor. Varisler estetik bir sorun olarak görülseler de aslında tedavi edilmediklerinde kramp, ağrı, uyuşma, karıncalanma hissi ile ödem üzere şikayetlere, daha da kıymetlisi güzelleşmeyen yaralara, ülserlere ve pıhtı oluşumuna neden olabiliyor. Münasebetiyle varisin erken devir tedavisi büyük kıymet taşıyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varis tedavisi için en ülkü vaktin kış ve bahar ayları olduğuna dikkat çekerek, “Bunun nedeni ise  uygulanan sürecin akabinde en az iki hafta gereksinim duyulan varis çorabının hava sıcaklığının düşük olduğu bu mevsimlerde daha rahat kullanılması ve yeniden süreç sonrasında direkt güneşe maruz kalındığında oluşabilecek cilt lekelenmelerinden kaçınılmasıdır.  Ayrıca yaz aylarında toplardamarlar daha fazla genişlediği ve cilt yüzeyine yaklaştığı için tedaviden yarar görme oranı da düşüyor” diyor. 

Kadınlarda daha sık görülüyor

Varis, günümüzde en yaygın görülen damar hastalıklarında birinci sıralarda yer alıyor. Net bir sayı olmasa da, ülkemizde 15 milyon kişinin bu hastalıktan çeşitli derecelerde yakındıkları iddia ediliyor. Tekrar ülkemizde varis erkeklerin yüzde 10-15’inde teşhis edilirken, bu oran bayanlarda yüzde 20-25’e yükseliyor. Varisin bayanlarda daha sık görülmesinin nedeni ise bilhassa hamilelik yahut doğum denetim hapları kullanımı sonucu yaşanan hormonal değişimler oluyor. 

Tedaviden başarılı sonuçlar alınıyor

Varis tedavisi ‘yüzeyel kılcal damarlara’ ve ‘derin toplardamarlara’ müdahale olmak üzere iki kümeye ayrılıyor. Günümüzde varis tedavisinden epeyce başarılı sonuçlar alınıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varis tedavisinde uygulanan formülleri şöyle anlatıyor: “Yüzeyel kılcal damarlara yapılan köpük tedavisi olarak bilinen skleroterapi iğne ile damar içine ilaç enjekte edilmesidir. Bu süreç sonrasında, geriye kalan ve daha ince olan kılcal damarlara iğne ile radyofrekans tedavisi yapılıyor. Tedavinin akabinde hastalar bacaklarda gelişen örümcek ağı biçimindeki manzaradan kurtulabiliyor. Derin toplardamar yetmezliğinde ise varis sınıflandırmasına ve hastanın toplardamarlarındaki yetmezlik derecesinin şiddetine nazaran radyofrekans ile kapalı varis ameliyatı yahut açık varis ameliyatı uygulanıyor. Ameliyatın akabinde hem bacaklardaki manzara düzeliyor, hem de ağrı, kramp ve ödem üzere varisin neden olduğu problemler ortadan kalkıyor. 

Varise karşı 7 tesirli önlem!

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ayça Özgen, varise karşı almanız gereken tedbirleri şöyle anlatıyor:  

Bacak kaslarınızı çalıştırın: Bacak kaslarının çalışması toplardamarlardaki kan akımını hızlandırıyor, böylece genişlemesini önlüyor. Bu nedenle bol bol hareket edin, sistemli olarak yürüyüş ve mümkünse spor yapın.

İdeal kilonuzda kalın, sağlıklı beslenin: Kilo almak varis gelişimini hızlandırdığı için ülkü kilonuzda kalmanız çok değerli. Ayrıyeten varis oluşumunu tetikleyebilen kabızlık meselesine karşı sistemli olarak zerzevat yüklü ve bol lifli besinler tüketin. Günde 2-2.5 litre su içmeyi de alışkanlık edinin. 

Fazla tuz tüketmeyin: Tuz bedendeki ödemi arttırıyor ve varisin yol açtığı şikayetleri şiddetlendiriyor. Tuz tüketiminizin günlük 5 gramı aşmamasına dikkat edin. 

Dar kıyafetlerden kaçının: Dar kıyafetler kan deveranını bozduğu için mümkün olduğunca bol kıyafetleri tercih edin, kemerinizi fazla sıkmaktan kaçının.

35 – 40 dakikada bir mola verin: Hareketsizlik toplardamarlardaki kan akımını yavaşlatması sonucu damarların genişlemesine yol açabiliyor. Masa başında çalışıyorsanız, 30-45 dakika aralıklarla hareket etmeyi, en azından kalkıp yürümeyi alışkanlık edinin. Ayakta çalışıyorsanız, bacaklardaki kanın kalbe geri dönüşüne katkı sağlamak için bacak ve ayaklarınızı sık sık hareket ettirin. 

Bacaklarınızı yastıkla destekleyin: İstirahat ederken bacaklarınızı yastık takviyesi ile kalp düzeyinden üst kaldırmanız kan deveranını rahatlatıyor ve toplardamarların genişlemesini önlüyor. 

Sıcak ortamlardan kaçının: Sıcak hava ve su toplardamarların genişlemesine yol açabiliyor. Bu nedenle sauna, hamam ve kaplıca üzere sıcak ortamlardan kaçının. Ayrıyeten banyonuzu mümkün olduğunca ılık suyla yapmanız öneriliyor. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı