Sıhhatsiz beslenme, hareketsizlik ve yanlış hayat alışkanlıkları nedeniyle kalp hastalarının sayısı son yıllarda giderek artıyor. Gerek dünyada gerekse ülkemizde mevte yol açan hastalıklar ortasında birinci sırada yer alan kalp ve damar hastalıkları geçmişte ‘ileri yaş’ hastalığı olarak görülürken, günümüzde ise artık 30 yaşın altında da kalp krizlerine sıkça rastlanıyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut “Kalp hastalıkları bütün dünyada pandeminin daima hali olarak tanımlanan endemiye dönüşmüştür. Kalp hastalıklarının üçte biri de sinsice seyrettiğinden, direkt kalp krizi olarak kendini gösterebilir. Bu nedenle ailesel yatkınlığı olan, sıhhatsiz ömür alışkanlıklarına sahip şahısların ve kronik hastalığı olanların bilinmeyen kalp açısından muayene ve tetkiklerinin yapılması hayati ehemmiyet taşımaktadır” diyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut 10-16 Nisan Kalp Sıhhati Haftası kapsamında yaptığı açıklamada kalp sıhhati için kesinlikle bilinmesi gerekenleri anlattı, değerli ikazlar ve tekliflerde bulundu. 

Sağlıklı hayat usulü, ilaçlardan daha etkili! 

Kalp hastalıklarını önlemede sağlıklı hayat şeklinin ilaçlardan daha tesirli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Karabulut “Kalp hastalıkları kronik yani uzun periyodik hastalıklardır. Bu nedenle ana gaye hastalığın önlenmesi olmalıdır. İlaç tedavisi hastalık tanısı konan bireylere uygulanmaktadır. Hastalığın önlenmesi sağlıklı hayat biçimi ile mümkündür. Nizamlı antrenman, ülkü kilo, Akdeniz tipi beslenme, tütün ve alkolden uzaklaşma, kaliteli uyku ve gerilim yükünü azaltma ile kalp hastalıkları gelişme riskinde bariz azalma sağlanabilir” diyor. 

Beslenme şeklinize dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, Akdeniz tipi beslenmenin, dünyada kabul görmüş en sağlıklı beslenme formu olduğuna dikkat çekerek şu tekliflerde bulunuyor: “Kalp sıhhati açısından; sakatat ve işlenmiş et eserleri, beyaz unlu mamüller, hazır şekerlemeler, şekerli ve gazlı içecekler, nanoteknolojik hazır besinler, kızartmalar ve çok tuz tüketiminden uzak durulmalıdır. Akdeniz tipi beslenmeye yani çokça zerzevat, kâfi ölçüde meyve, ceviz, zeytin, kararında zeytinyağı, esmer tam tahıllı ekmek ve taze yağlı deniz balıkları tüketmeye ihtimam gösterilmelidir. Günlük yumurta tüketimi bir adet haşlanmış formda olmalıdır. Doktorun onayı ile kalp sıhhati için kâfi ölçüde güneş vitamini olan D vitamini ve B9 olarak bilinen folik asit alınmalıdır.”

Ailenizde 50 yaş altı kalp hastası varsa!

Kalp hastalıkları ailesel geçiş gösterirken, bilhassa birinci derece akrabalarda 50 yaş öncesi gözlenen kalp krizi ailesel yatkınlığa işaret ediyor. Annede 65 yaş, babada ise 55 yaş öncesi ortaya çıkan kalp hastalıkları çocuklar için genetik risk oluşturuyor. 

Kan sulandırıcı ilaç kullanımında bu yanlışa düşmeyin!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, kan sulandırıcı ilaç kullanımına yönelik toplumda yanlış bir niyetin olduğunu belirterek şu sözlerle uyarıyor: “Kan sulandırıcı tedavi damar sertliği olan, kalp krizi ya da felç geçiren herkese ömür uzunluğu önerilir. Kan sulandırıcı tedavinin yararları kalp hastalığı olmayan şahısların de kan sulandırıcı almasına yol açmıştır. O denli ki; ‘40 yaşın üzerine gelen aspirin kullansın’ kelamı kent efsanesine dönüşmüştür. Lakin bilimsel datalara nazaran; kalp hastalığı olmayan şahıslarda müdafaa gayeli verilen aspirin uzun vadede kanama riskini artırırken, kalp hastalığı için de besbelli ek bir yarar sağlamamaktadır. Bu nedenle kalp ve damar hastalığı olmayan orta yaş ve ileri yaştaki bireylere müdafaa emelli kan sulandırıcı tedavi önermiyoruz. Kesinlikle tabibe başvurarak, gerekli tetkiklerin yapılmasının akabinde, tabibin gerekli görmesi durumunda kan sulandırıcı kullanılmalıdır.”

Sigara ve alkolden uzak durun!

Bilimsel çalışmalar; sigara, nargile, elektronik sigara üzere tütün ve tütün eserleri ile alkol kullanımının kalp ve damar hastalığına önemli biçimde davetiye çıkardığını ortaya koyuyor. Çalışmalara nazaran; bu ziyanlı unsurların kullanımı nedeniyle hem kalp hastalıkları erken yaşlarda ortaya çıkıyor hem de damarlarda tıkanma daha süratli oluyor, kalp krizi ve felç riski artıyor. 

Kronik hastalığı olanlar dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, kronik hastalıkların da kalp ve damar hastalığını daha erken yaşlarda ortaya çıkardığını belirterek “Hipertansiyon, diyabet ve kolesterol üçlüsü kalp hastalıkları ile direkt bağlantı içindedir. Tansiyonu denetim altında olan, kan şeker ve kolesterol istikrarı uygun sağlanan bireylerde kalp krizi riski azalır” diyor. 

Çocuk yaşlara indi!

Geçmişte 40 yaşın altındaki şahıslarda ender görülen kalp hastalıkları artık 30’lu yaşlarda karşımıza kalp krizi olarak çıkıyor. Gençlerde hatta çocuklarda kalp krizine bağlı ölümcül ritim bozuklukları daha sık görülüyor.

Covid-19 sonrası kalp hastalıkları arttı!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, Covid-19 sonrası kalp hastalıklarının daha sık görüldüğünü belirterek şu bilgileri veriyor: “Covid-19 direkt damarlara tesir ederek pıhtı oluşumunu artırıyor. Yapılan araştırmalara nazaran; Covid aşıları sonrası da benzeri bulgular gözlenmiştir. Covid-19 enfeksiyonu geçiren şahıslarda sonraki 1 yıl içerisinde kalp krizi riski daha yüksek olmaktadır. Aşı olan bireylerde bilhassa erken devirde miyokardit (kalp kasının iltihaplanması) üzere kalp ile ilgili yan tesirler daha sık gözlenmiştir. Bu nedenle bilhassa Covid-19 enfeksiyonu geçirenlerin ve Covid-19 aşısı olanların birinci bir yıl içerisinde kalp muayenelerini kesinlikle olmaları gerekir.” Prof. Dr. Ahmet Karabulut, Covid-19 enfeksiyonunun zımnî seyreden kalp hastalıklarını da açığa çıkarabildiğini belirterek “Kalp hastalığı için ailesel riski olanlar, sıhhatsiz yaşayanlar, kronik hastalıkları olan bireyler Covid-19 enfeksiyonu ya da aşısı sonrası nizamlı takip altında olmalıdır.” diyor.

Bitkisel tedavi kalp hastalığını durdurup yok etmez!

Vegan beslenen bireylerde kalp hastalıkları daha az görülüyor. Fakat toplumda, ilaç kullanmak istemeyenlerin bitkisel desteklere yönelmesi üzere bir yanlışa düşülüyor. Çünkü vegan tipi beslenme ile bitkisel tedavinin birebir şeyler olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Karabulut, bilakis çağdaş ilaç tedavisi yerine bitkisel ilaçlar almanın kalp hastalığının daha da ilerlemesine yol açabileceğini söylüyor. Bu nedenle kalp hastalığı olan bireylerde doktorun önermesi durumunda diyet, ilaç tedavisi ve destek besin dayanağının bir bütünlük içerisinde yapılması gerekiyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı