Öfke, dehşet ve hayal kırıklığımızı bastırıyoruz!

Hayal kırıklığı, endişe, hüzün ve öfke üzere olumsuz hislerin birçok vakit bastırılmaya çalışıldığını belirten uzmanlar, birtakım tecrübeler ve sıkıntılar acı verici oldukları için insanların hiç yaşanmamış üzere davranmayı tercih ettiğini tabir ediyor. Bastırılan hislerin kişinin kurduğu bağlantılarını ve davranışlarını etkilediğini vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, muhakkak sonlar içinde kalındığında esirgeyici olan bu durumun sonlar dışına çıkıldığında bağışıklık sistemini etkileyerek kardiyolojik, gastroenterolojik, dermatolojik, nörolojik ve psikiyatrik kimi tabloların oluşumuna taban hazırlayabildiğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, hangi hislerin bastırıldığı ve bastırılan hislerin insan psikolojisine tesirleri hakkında bilgiler paylaştı.

Olumsuz hisler bastırılıyor

Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, birtakım tecrübeler ve meseleler acı verici oldukları için insanların hiç yaşanmamış üzere davranmayı tercih ettiğini söyleyerek kelamlarına şöyle devam etti:

“İnsanoğlu, güçlü ve zorlayıcı hislerini bastırma eğilimindedir. Bastırma; bireye rahatsızlık veren, istenmeyen his ve kanıların bilinçdışına itilmesi ve orada tutulmasıdır. Etrafımızdaki beşerlerle kurduğumuz bağlarda yaşadığımız hayal kırıklığı, kaygı, ıstırap ve öfke üzere olumsuz hisleri bastırmaya eğilim gösteririz. Bunun temelinde ekseriyetle hislerimizi tabir edersek yargılanacağımız, dışlanacağımız, karşımızdakini üzeceğimiz, kıracağımız, zayıf görüneceğimiz üzere kanılar yer alıyor. Bazen de o duyguyu yaşamak ve onun getireceği yükü taşımak istemediğimiz için hislerimizi erteler, bastırırız. Buna rağmen bilinçdışına itilen güçlü hisler bazen düşler ve lisan sürçmeleri üzere yollarla şuur seviyesine gelirler.”

Bastırılan hisler bağları etkileyebiliyor

Çocukluk çağında önemli ruhsal travmalar yaşamış bir bireyin yaş aldıkça yaşanılanlara habersiz olması ve ilgisiz kalmasının hoş bir bastırma örneği olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Bastırılan bu hisler, kişinin bugün kurduğu bağlara ve davranışlarına direkt ya da dolaylı olarak tesir edebiliyor. Hisleri bastırmak, sarsıcı yahut zorlayıcı olayların neden olduğu aksiliklerin kontrol altında tutulmasına ve böylelikle tesirlerinin hafiflemesine yardımcı oluyor. Lakin bu savunma sistemi, bazen kabullenip yüzleşerek halletmemiz gereken hislerimizi şuurdan uzaklaştırarak sıhhatsiz bir nitelik kazanabilir” dedi.

Güçlü hislerin bastırılması hastalıklara yol açıyor

Duyguların uzun vadeli bastırılmasının kişiyi yalnızca ruhsal açıdan değil fizikî açıdan da yormaya başladığına dikkat çeken Dr. Erman Şentürk, “Diğer gerilim verici etkenlerde olduğu üzere hislerin bastırılması bağışıklık sistemini etkilerken kardiyolojik, gastroenterolojik, dermatolojik, nörolojik ve psikiyatrik kimi tabloların oluşumuna taban hazırlıyor. Tasa bozuklukları, somatizasyon bozukluğu, depresyon, tükenmişlik, uyku bozuklukları ve aralıklı patlayıcı bozukluk hislerini paylaşmayı değil de bastırma yolunu tercih eden bireylerde sıklıkla karşılaştığımız psikiyatrik bozukluklardır. Elhasıl güçlü hislerimizi uzun müddet gerimizde tutmak ya da söz etmekten kaçınmak pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor” ihtarında bulundu.

Belirli sonlar içinde kollayıcı oluyor

Duyguları hissetmek kadar sözün etmenin de çok değerli olduğunun altını çizen Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Duyguları ve niyetleri bastırma, hayatın her vakit doğal bir modülü olmuştur ve muhakkak sonlar içinde kaldığı surece kollayıcıdır. Bastırma yoluyla istenmeyen hislerin anımsanmaması, şuurdan uzaklaştırılması ve unutulması sağlanır. His ve fikirlerimizi şuurlu bir biçimde geride tutmak ya da bastırmak birinci etapta her şeyin yolunda olduğu izlenimini verirken vakitle epey zorlayıcı bir hal alıyor. Zira istenmeyen hislerin ortaya çıkmaması için bastırmanın daima kullanılması gerekiyor. Bastırma, bir yandan başarılı bir savunma düzeneği üzere görünse de başarılı olduğu oranda fizikî ve ruhsal dayanıklılığın azalmasına neden oluyor” dedi. 

Duygularımız birer öğrenme aracıdır

Duygularımızı anlayabilmenin en değerli yanının peşinden gelen davranışımızı da manaya fırsatı sunması olduğunu söz eden Dr. Erman Şentürk kelamlarına şöyle devam etti: 

“Duygularımızın bir öğrenme aracı olduğunu, birtakım şeyleri fark etmemize işaret edebileceğini unutmamak gerekiyor. Yaşanılanlar makul bir süzgeçten geçip yorumlandıktan sonra hisleri doğurur. Bu da niye emsal olaylar karşısında farklı davrandığımızı açıklar. Hislerimiz, dünyaya yalnızca kendi penceremizden baktığımız tecrübelerimiz sonucunda oluşur ve bireye özeldir. Her bir durum iç dünyamızda farklı ve bize has hisler uyandırır. Bu yüzden hislerimizi güzel tanımak ve onları ortaya çıkartan durumu yahut kanıyı bilmek nasıl davranacağımızı anlamamıza neden olur”

Duygu düzenleme bir beceridir

Duygu düzenleme hünerinin hislerin bastırılmadan olduğu üzere kabul edildiği ve bu hislere uygun davranışların geliştirildiği bir maharet olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, “Duygu düzenleme, ruh sıhhati profesyonelleri eşliğinde geliştirilebilen bir hünerdir. Bu noktada bastırılan hislerin altında yatan niyetlerle yüzleşebilmek, olumsuz tecrübeler üzerinde konuşabilmek ve düşünmek yaşanılanların daha uygun anlaşılmasına ve geride kalmasına yardımcı oluyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı